H€PS! W!NX R€S!ML€R!
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

H€PS! W!NX R€S!ML€R!

€N GÜZ€L H€PS! W!NX R€S!ML€R!
 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» play twin win slots online
GrUp HepSi EmptyÇarş. Ağus. 03, 2011 7:07 pm tarafından Misafir

» fish oil to reduce cholesterol
GrUp HepSi EmptyÇarş. Ağus. 03, 2011 7:10 am tarafından Misafir

» Lessons Learned at Africa's First Public Antiretroviral Treatment Clinic, Study
GrUp HepSi EmptyÇarş. Ağus. 03, 2011 6:41 am tarafından Misafir

» программы для компьютра
GrUp HepSi EmptyÇarş. Ağus. 03, 2011 5:25 am tarafından Misafir

» медси гинеколог
GrUp HepSi EmptyPtsi Ağus. 01, 2011 7:29 pm tarafından Misafir

» Продвижение неизбежно
GrUp HepSi EmptyC.tesi Tem. 30, 2011 3:40 pm tarafından Misafir

» generic cialis from india
GrUp HepSi EmptyCuma Tem. 29, 2011 5:36 pm tarafından Misafir

» Metformin, such beginning plant-derived
GrUp HepSi EmptyCuma Tem. 29, 2011 9:53 am tarafından Misafir

» SeemWeestSS
GrUp HepSi EmptyÇarş. Tem. 27, 2011 2:35 am tarafından Misafir

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
Ortaklar
Anket

 

 GrUp HepSi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
gulcin1571

gulcin1571


Mesaj Sayısı : 212
Yaş : 29
Kayıt tarihi : 10/10/08

GrUp HepSi Empty
MesajKonu: GrUp HepSi   GrUp HepSi EmptyCuma Kas. 07, 2008 9:05 pm

Hepsi grubu üyeleri;Eren Bakıcı,Cemre Kemer,Gülçin Ergül ve Yasemin Yürük ile yapılan keyifli röportaj...

Hepsi Grubu

Çocukluğunuzda böyle bir yere geleceğinizi hiç düşünür müydünüz? Yada çocukluğunuzdaki hayalleriniz nelerdir?

Gülçin: Ya tabi ki düşünüyorduk. Herkesin sen ne olacaksın dedikleri zaman, zaten mikrofon olarak, her tür silindir şeklindeki eşyayı alıp şarkı söylemeye çalıştığım için böyle bir hayalim vardı yani.

Eren: Benim çocukluk hayalim çok komikti. Ahçı olmaktı. Ama bu çocukluk hayaliydi. Sonra, ortaokul yıllarına geldiğimizde tabi ki hayalimiz böyle bir grup olmaktı. gerçekten… Ama proje başladığında da bu kadar tepki alacağımızı çok kısa zamanda buraya geleceğimizi tahmin etmiyorduk.

Yasemin: Benim de mutlaka sahne ile ilgili bir şey olacağı kesindi, çünkü aileden gelen bir şeydi sonuçta. Tiyatrocu olmayı istiyordum. Ama daha sonra klasik baleye geçince dansçı olmaya karar verdim. Hep değişti bu fikir ama sonradan şarkıcılıkla dans bir arada olunca bu grup kuruldu ve şimdi buradayız. Güzel yani.

Cemre: Zaten başından beri bunu istiyordum. Tabi klasik bale okuduğum için yani onda da sahne almak iyi ama, başından beri bunu istiyordum. Buraya geleceğimizi tahmin ediyor muyduk derseniz; biraz ukalalık olacak ama, ben ediyordum yani...

H.G: İyi ki sormuş... Kesinleşti 8’inde Kıbrıs’tayız. Cevabı çok kısa oldu bu sorunun ama… (gülüşmeler)

Erkek arkadaş mevzusuna girelim mi?

Menejer: Ben söyleyeyim, Cemre'nin yok, Gülçin'in yok, Eren'in var, Yasemin'in yok. (gülüşmeler)

Kıskanmalı mı?

Eren: O da olmasın bence, ben öyle kıskançlıktan çok hoşlanmam... çünkü beni boğuyor gibi geliyor kıskanç tavırlar. Onun dışında içten bir insan olması lazım. Herkesin onu sıcak bir insan olarak görmesi hoş olur...

Yasemin: Ya nasıl söylesem... Bu soru daha önce de sorulmuştu bana. Ukala olmamalı, bana güvenmeli, benim de ona güvenmem gerekiyor tabi. Ve nasıl söylesem, karakteri oturmuş olmalı, iki yüzlülükler falan... güzel şeyler değil bunlar. Ne bileyim beni kıskanmayan... biraz kıskansın ama çok kıskanmasın... çünkü Eren’e katılıyorum, çok boğuyor insanı... niye kıskanıyorsun falan, çok kötü olur herhalde. Ben kıskanırım açıkçası... ama fazla belli etmem... içimde kalır, söylemem.

Cemre: Doğal ve dürüst olmalı. Beni merakta bırakmalı. Mutlaka merak ettiğim bir şeyler olmalı hep.

Gizemli kalmalı?

Cemre: Evet gizemli olmalı ve boyu boyuma yakın olmalı ki kendimi güvende hissedeyim.

Boyun kaç?

Cemre: 67 falan galiba. 1;67.

Kolay... standart… (gülüşmeler)

Cemre: Bilmiyorum ya, böyle sorular sorulduğunda hiç birinde aklıma cevap gelmiyor. Bir erkek nasıl olmalı? Ne bileyim rahat olabileyim yanında, abuk subuk yalanlar söylemesin, bir şey yapmak istiyorsa gezmek eğlenmek istiyorsa eğlensin. Açık sözlü olsun bir şey yapıyorsa gelsin suratıma söylesin. Kavga edip sonra sakinleşebilirim. Ama şey bilmiyorum yani çirkin davranışlar olmasın. Bu soruyu böyle sorunca benim aklıma hiçbir cevap gelmiyor. Ne bileyim ben anlık bir cevap veremem buna.

Grup içersinde iş bölümünüz var mı? Mesela röportajlara gittiğimizde Cemre konuşmayı sever, Eren daha arkada kalır genellikle gibi...

Cemre: Yok. Adımızda “Hepsi” zaten öyle bir iş bölümümüz yok aslında. Kim ne isterse o anda o an’a bağlı olarak yapıyor.

Tv programlarına katıldınız, röportajlara gittiniz, en eğlendiklerinizden bir tanesi? Sanırım Zaga’ya katılmıştınız ve baya hareketli ve eğlenceli geçmişti.

Yasemin :Zaga’da bir şey olmadı yaa Beyaz’da çok eğlendik. Gülüyoruz. Konuk olduğumuzu unutuyoruz orada; Beyaz espriler yapıyor biz gülüyoruz eğleniyoruz kendi kendimize.

Cemre : Zaga’da güzeldi.

Eren : Sinyal çok güzel.

Gülçin : Sinyal programına gittik araba kullandığımız böyle işte hepimiz gittik.

Yasemin: Ben rezil oldum.

Hangi hataları yaptın?

Yasemin: Ehliyeti yeni aldım. Trafiğe çıkmadım hayatımda, araba park etmedim ben. Rezil oldum, gerçekten rezil oldum. Gülçin dubaları kaldırdı ben ona rağmen park edemedim o arabayı. İşaretleri falan bildik ama ben arabayı park edemediğim için üç tane ceza aldım. Dans etmek zorunda kaldık. (gülüşmeler)

Cemre: Yaseminle Gülçin takıldı, Erenle ben; işte arabayı işaret dubalarının arasına park etmek gerekiyor, Gülçin’de inip gel gel, git diyor. Gülçin iniyor dubaları kaldırıyor bir güzel. (gülüşmeler)

Gülçin: Kukaları kaldırdım çünkü imkanı yok asla park edemez Yasemin; böyle bir şey yapmak zorundaydım yani. (gülüşmeler)

Eren: Sonuçta ben ehliyeti alalı 3 yıl falan oldu... trafikte geziyorum gerçekten güzel şekilde. Bazı tabelalar var onlar ehliyet kitabında var, trafikte yok; onları koymuşlar oradaki piste, Cemre’de benden 1,5 sene sonra aldı benden daha taze onun bilgileri, arabayı kullanan benim, cevapları veren Cemre. Allah’tan yanımda ehliyet sınavından daha yeni çıkmış yeni biri var yoksa ben yalnızca araba kullanıyorum, güzel park ediyorum... bazı levhalar var gerçekten bilmiyordum... o yüzden Cemre’ye teşekkür ediyorum buradan. (gülüşmeler) Ceza almamızı engelledi.

Peki ne kadar puanla bitirdiniz?

H.G.: Neredeyse hepsi hata. (gülüşmeler)

5 tane soruyorlardı sanırım.

Eren: Soruları bildik ama yani giderken hata yaptık bagajı açık unuttuk. (gülüşmeler) Park edemedik orada hep birlikte çok komik oldu. Kaputu açmam gerekiyor, kaputun kolunu bulamadım bagajı açtım. Sonra kaputu açtık ama bagaj açık kalmış. Öyle gitmişiz kullanmışız. (gülüşmeler) Öyle garip garip şeyler oldu

H.G: Ne, Nasıl bir hikaye?

Karınca hikayesi.

H.G: (gülüşmeler)

Yasemin: Eren küçükken reçellerle birlikte karınca yiyormuş. (gülüşmeler)

Eren: Bahçe katında oturuyorduk. Bahçeli bir evdi. Masada mutfak masasında bal ve reçel hep dururdu. Onlar hani buzdolabına konmuyordu ve çok fazla karıncalanıyordu, karıncaların yolu vardı; şekerin ve reçelin içine girerdi. Ben de küçükken her seferinde ayıklardım çaya ve süte koyarken, reçellerden ayıklamazdım öylece ekmeğimin üstüne sürerdim karıncalarla birlikte.

Annen görmeden mi?

Eren: Annemde görüyor canım ne olacak. (gülüşmeler) Pek önemli değildi. Karıncaları da çok seviyorum... gerçekten çok seviyorum enteresan şekilde. Onlar bana enteresan şekilde tatlı geliyorlar yani çok çalışkanlar. Öyle çocukken karıncaların çok çalışkan olduklarını öğrenirsiniz ya, çocukken çizgi filmlerden falan... o şekilde işlemiş karıncalarda orda bana yabancı gelmedi uzun süre. 7 sene o evde yaşadım... orda ne güzel ekmek üstüne ayıklamadan yedim çok da yemişimdir muhtemelen karınca.

Başka çocukluk anılarınız?

Yasemin: Ben bir kere köpeğimle birlikte uyumuştum. Bizim sibirya kurdumuz vardı o zaman daha ona yer yapamamıştık bahçede... apartmanda bakıyorduk bir süre, balkonda kocaman bir kulübesi vardı. Motosiklet geçtiğinde sürekli havlıyor, susması için yanına gitmen gerekiyor... yani ben kulübeye girdim onunla, kulübeden çıkınca yine havlamaya başlıyordu ve ben kulübede onunla birlikte uyudum sabaha kadar. (gülüşmeler) Sabah uyandığımda yalıyordu beni o şekilde uyanmıştım. Çokta büyük, ben de küçüğüm...

Kaç yaşındaydın?

Yasemin: İlkokul sondaydım orta bire geçicektim. Baya büyüktü o birlikte uyumak zorunda kalmıştık onunla... iğrenç kokuyordum kalktığımda. (gülüşmeler)

Eren: Ben de kız kardeşimle, benden iki yaş küçük kız kardeşim var, annemler evde yokken evdeki birçok eşyayı kül tablası olsun, abajur olsun bir sürü eşyayı; bir tane böyle kapalı barandamız vardı hepsini oraya taşırdık... ve hepsinin üstüne bir fiyat koyardık... annemler eve geldiğinde onlara satmaya çalışırdık... böyle saçma sapan oyunlar oynardık kardeşimle. Evdeki eşyaları annemlere satıyorduk tekrardan. (gülüşmeler)

En çok ne kadar yiyebilirsin?

Yasemin: En çok bir ekmek yerim. (gülüşmeler) Ben yemek yemeği çok seviyorum ama bu sıralar yememem gerekiyor. (gülüşmeler) Baya bir kilo aldım çünkü. En çok balık ve tavuk severim. Sebzelerden brokoli yemeği severim. Bir de anneannemin yaptığı Ayşe kadın fasulyeyi, zeytin yağlı. Zeytin yağlı dolma...

Hiç yemek yaptın mı?

Yasemin: Ben yaptım.

Makarna mı?

Yasemin: Makarna yaptım. Sos yapıyorum değişik tarzlarda böyle, özel soslar yapabiliyorum. Bir de bezelye yemeği yapmıştım.

Yemek yapmak zevkli mi?

Yasemin: Zevkli ama kimse karışmayacak mutfakta... çünkü, mesela annem gelip şunu karıştırmasın yani... ben yapıyorsam ellenmeyecek...

Peki yemek seçiyor musun?

Yasemin: Yemek seçiyor muyum? Yumurta yemem mesela... nefret ederim yumurtadan. Nanenin taze yaprakları vardır ya, salataya falan konur onları da yiyemiyorum. Bir de patlıcan asla yemem.

Eren: En çok ne kadar yerim? mesela patlayana kadar meyve yiyebilirim. Mesela Mc Donald’sın bir tane büyük mönüsünü yediğim zaman yerimden kalkamayacak gibi oluyorum çok fazla geliyor... belki o kocaman mönüyü yiyip arkasından kocaman kolasını yada başka bir şey içtikten sonra çok fazla tıkıyor beni. Zaten o şekilde tıkanmayı sevmiyorum ama patlayana kadar meyve yiyebilirim. Bir blendıra muz, şeftali, bisküvi ya da mevsim meyvelerinden hangisi olursa... Bisküvi, süt, bal bir blender; hepsini içiyorum ve yani bütün gün bir şey yemiyorum... en son yatmadan önce acıkıyorum, bir şeyler daha atıyorum ağzıma o şekilde yatıyorum... en fazla tıkadığım şey herhalde o blenderdır. Onun dışında başka bir şey aklıma gelmedi.

Hiç yemek yaptın mı?

Eren: Yemek yaptım. Ama mesela şöyle, kendi kendime yapamıyorum... anneme telefon açıyorum, anne şimdi ben ne yapıcam diye... ne nerede türünde... ne yapacağımı o bana tarif ediyor... yemeğin tam ortasında anne ben ne yapacaktım diye soruyorum bazen... Güzel bir şekilde yemek yapabiliyorum ama tarifi telefonda almam gerekiyor... Çünkü, bir dahaki sefere yine unutuyorum tarifi. Unutuyorum işte, elimde değil...

Peki, sevgiline hiç yemek hazırladın mı?

Eren: Hııı?… Yok hayır! (gülüşmeler) Yemek ısıtıyorum ama. Annem yapıp buzdolabına koymuş oluyor. Karnım açıktı diyor sevgilim... iyi tamam, ben sana yemek hazırlayayım diyorum. Mutfakta yemek hazır nasılsa... onları ısıtıyorum bir güzel ve tabaklara diziyorum. Her türden faklı farklı şeyler koyuyorum masaya bir sürü tabakta... güzel oluyor yani masa. Sana yemek yaptım diyorum, ısıtıyorum annemin yaptığı yemekleri bir güzel. Aslında pek bişey yaptığım söylenemez tabi (gülüşmeler).

Peki yemek seçer misin?

Eren: Yok ayırt ederim... mesela peynir hiç yemem. Bebekliğimden beri kaşar peyniri ve beyaz peynir de dahil, peynirin hiçbir çeşidini yemedim. Zeytini ilkokul beşinci sınıfta neden bilmem yemeyeceğim bir daha diyerek diye kendi kendime bıraktım. Onları hiçbir şekilde yiyemem o yüzden... sabah kahvaltılarında çok zorluk çekiyorum bundan dolayı. Ne yicem, annem her sabah artık sana ne yedircem Eren diye sıkılmaya başladı. Çünkü her sabah reçel bilmem neyle geçmiyor. Onun dışında ne yemem başka? Bamya da sevmem mesela...

Yemek yaptın mı hiç?

H.G: Yapıyor çok güzel…

Gülçin: Yemek yapıyorum... sebzeli tavuk yapıyorum mesela. Ama her zaman tutmuyor tabi. Bir de şey, pasta tipi şeyler, şekerli şeyleri yapmayı seviyorum. Ama yaptığım şeyi bir kez daha yapmamaya karar verdim mi hiçbir zaman ilk yaptığım gibi güzel olmuyor. Her seferinde farklı oluyor. Böyle işte… Kerevizi seviyorum, zeytinyağlı sebze yemeklerini de çok severim

Peki ya sen Cemre?

Cemre: Ben yemek yapamıyorum. Hiçbir şekilde yapamıyorum ama. Yemek ayırt etmiyorum ama özellikle portakaldan uzak dururum… Parfümünü bile sıkmam yani, o kadar o derece... hiçbir şeyini sevmiyorum. Sevdiğim yemekler ise, enginar seviyorum mesela... Mc Donald’sın her türlü şeyini yiyebilirim örneğin... her mönüsünü, her büyüklükte hiç fark etmez.

Hepinize çok teşekkür ediyoruz; sıcak ve samimi; sohbet havasında bir söyleşi oldu...

H.G: Aynen... Biz de teşekkür ederiz...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
GrUp HepSi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» GRUP HEPSİ WİNX
» Grup Hepsi-Yalan
» Grup Hepsi -Özgür Değilim
» Grup Hepsi -Herşeye Rağmen
» Grup Hepsi İle Öğrenmek İstediğiniz Herşey

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
H€PS! W!NX R€S!ML€R! :: S@N@TÇI RÖPORT@JL@RI-
Buraya geçin: